Merhaba;
İlham postasının beşinci bültenine hoş geldin. Bu sefer okuduklarımdan öğrendiklerimi değil, hayattan öğrendiklerimi seninle paylaşacağım. 14 Ağustos tarihinde 28 yaşına gireceğim ve her yıl yaptığım gibi doğum günümden bir ay önce hayatımı sorgulamaya, yaptıklarımı ve öğrendiklerimi gözden geçirmeye başladım. Uzun yazılar yazdım, sessizce meditasyona oturdum ve düşündüm. Her şeyi tekrar ve tekrar gözden geçirdim. Henüz ne kadar az şey bildiğimi ve yolun başında sayılabileceğimi bilsem de hayatın bana birkaç güzel ders verdiğini gördüm. Bu dersleri öğrenmek zordu ama sonrasında hayatımı daha güzel bir hale getirdiler. Şimdi seninle bunlardan beş tanesini paylaşacağım.
1- Kimseye benzemek zorunda değilsin
‘‘Kimseye benzemek zorunda değilsin. Gerçekten değilsin. Bu hayatın sahibi sensin, başkalarının hayatı yaşama şekli sana uymak zorunda değil. Daha marjinal, daha muhafazakar, daha seküler olmak zorunda değilsin. Sadece iyi bir insan olmaya çalış, bu yeterli. Kendi istek ve arzularına, sınırlarına saygı duymak seni çok daha mutlu edecek.’’
Bu cümleleri üç ay önce günlüğüme yazmıştım. Direkt olarak paylaşmak istedim. Uzun süre olduğum kişiyle kavga ettim. Dışlanmamak, bir şeyleri kaçırmamak, daha fazla sevilmek için olmadığım gibi davrandığım, istemediğim şeyleri yaptığım çok zaman oldu. Fakat zamanla fark ettim ki; bu şekilde davranmak hiçbir şeyi değiştirmiyor. Kalabalıkların içinde kim olduğumu unutup kaybolmaktansa, kendimle baş başa kalmayı tercih ederim. Bu yıl; içe dönük yapımı, herkesle uyum sağlayamadığımı, sessizliği sevdiğimi, köklenmenin bana iyi geldiğini, tek başıma hiçbir şey yapmadan durmaktan keyif aldığımı, büyük hırslarım olmadığını ve herkesin benden hoşlanmayacağını kabul ettim. Benlik akışkan bir şey olduğu için belki bunlar zamanla ve yaşanmışlıklarım nedeniyle değişir. Eğer değişirse de o zaman o halimi kabul ederim.
2- Yetişkin olmayı öğrenmek kendine yapabileceğin en büyük iyilik
Hepimizin içinde farklı farklı parçalar var. Çocuk yanımız, içselleştirdiğimiz ebeveyn sesleri ve yetişkin parçamız. Çoğu insan yaşları büyüse bile yetişkin bir birey olmayı öğrenemiyor. Çünkü yetişkin olmak hem kendine hem de başkalarına yetebilmek demek. Yetişkin olmak sorumluluk alabilmek demek. Ben de yıllarca kendi hayatımın sorumluluğundan kaçtım. Birileri beni kurtarsın diye bekledim ve hep suçladım. Bundan vazgeçmek hayatımda yaptığım en zor şeylerden biriydi. Çünkü artık kendimle baş başaydım. Zamanla kendi kendimin ebeveyni olmayı, iyi ve kötü yanlarımı aynı anda kabullenmeyi, kendimi ve sevdiklerimi kollamayı, belirsizlikle baş etmeyi ve kimseden özür dilemeden olduğum gibi olmayı öğrendim. Ve fark ettim ki; çevremdekiler bana saygı duymaya başladı. Yolculuğumu henüz tamamlayabilmiş değilim. Ama bu hayatta sağlıklı bir yetişkin olarak var olmak için elimden geleni yapmaya devam edeceğim.
3- Vazgeçmeyi bilmelisin
Olmayan bir işten, bazı ilişkilerden, bana iyi gelmeyen ama yine de sıkıca tutunduğum inanışlardan vazgeçmeyi öğrendim. En yakınlarımız bir gün bizi hayal kırıklığına uğratabilir, değiştirmek istediğimiz o insan asla değişmeyebilir ve bazı işler sadece olmaz. Yola devam etmek ve olmayanı geride bırakmayı bilmek bana göre bir erdem. Bu yıl bazı sevgilerden vazgeçmeyi öğrendim. Bir zamanlar en yakın olduklarımız, birden en uzağımızdakilere dönüşebilir. Yakınımdaki insanlara çok değer veriyorum ama hiç kimsenin vazgeçilmez olmadığını da biliyorum. Bunu kabul etmek için sırtımı herkesten önce kendime dayamayı öğrenmem gerekti. Herkesten önce kendime güveniyorum. İşimi kaybedersem yenisini kurabilirim, sevgilimi kaybedersem başka birini sevmeyi öğrenebilirim, ebeveynlerim beni hayal kırıklığına uğratırsa kendi kendime ebeveynlik yapabilirim. Birilerine umutsuzca bağlı kalmaktansa her zaman kendime ait olmayı seçerim.
4- Ekonomik özgürlük çok önemli
Kadın erkek fark etmez herkes ekonomik özgürlüğü için çabalamalı. Bunu ilk fark ettiğimde 25 yaşındaydım. İlk önce ailemden bağımsızlaşmak istedim. Onlardan para almaya devam ettiğim müddetçe kendi kurallarıma göre yaşayamayacağımı biliyordum. Ailemden bağımsızlaştıktan sonra ekonomik özgürlük kavramı bende farklı bir boyuta taşındı. Artık sadece ailemden değil, gelecek kaygımdan ve sevmediğim işlerden de bağımsızlaşmak istiyordum. Bunun için parayla ilişkimi anlamam ve finansal okuryazarlığımı geliştirmem gerektiğini fark ettim. Bu konuda bana en çok Morgan Housel’in yazdığı Paranın Psikoloijisi isimli kitap yardımcı oldu. Bunun dışında takip ettiğim birçok yayın ve okuduğum kitaplar var. Bu konu hakkında yakında yapacağım podcast bölümleri de olacak. Bu yıl paranın bir şeyleri satın almanın çok ötesinde bir gücü olduğunu ve onu doğru kullanmayı öğrenmenin beni özgürleştirebileceğini öğrendim.
5- Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer
Bazen ne kadar zorlansam da gözümü her gün yeni bir olasılığa açtığımı bilmek, doğada vakit geçirmek, sevdiklerimle kahkaha atabilmek, güzel bir kitap okumak, uzun yürüyüşler yapmak ve hep daha iyi bir insan olmak için çabalamak. İşte benim için hayatı güzel kılan şeyler bunlar. Her şeye rağmen yaşamayı seviyorum. Her şeye rağmen ilerlemeyi ve bu dünyadaki kısıtlı zamanımı doya doya yaşamayı seçiyorum.
Haftanın Favorileri:
Bültenin bu kısmına geçtiğimiz hafta severek tükettiğim içerik ve kitapları bırakıyorum.
📚 Kitap: Aşk ve İrade - Rollo May
🎬 Film: Kefernahum
🎧 Podcast: Günün ve Güncelin Edebiyatı
📝 Makale: https://bigthink.com/neuropsych/reading-fiction-empathy-better-person/
🎧 Son podcast bölümümü dinle 👉 Kalabalıklar İçinde Yalnız Hissetmek
📖 Kitap kulübüne katıl 👉 https://superpeer.com/bilgesen/collection/kitap-kulubu-felsefe-edebiyat-ve-psikoloji-uzerine-okumalar
Bir dahaki bültene kadar sevgiyle kal.
Bilge